27 Mart’ta düzenlenecek ödül töreni ile film endüstrisi Oscar heykelciklerine kavuşacak. Bu senenin adaylıkları, sürprizlerin yanı sıra biraz da hayal kırıklığı içeriyor. (Adaylıkları buradan hatırlayabilirsiniz) Her şeye rağmen konu Oscar olunca yine bolca merak söz konusu. Adayların bir önceki ödüllerdeki performansına, güçlü adaylara ve kendi favorilerimize değindiğimiz spoiler içermeyen kapsamlı Oscar rehberimiz sizlerle! Keyifli okumalar.
Genel Bir Bakış
8 Şubat günü senenin adayları açıklandığında en çok sevinen Netflix olsa gerek. Bu sene birden fazla uzun
metraj filmiyle Oscar yarışına girmesi dijital platform/gişe filmleri tartışmasını harlamaya devam ediyor. Bir Netflix yapımı olan Jane Campion’un “The Power of the Dog” filmi Altın Küre, BAFTA, AFI gibi bir çok ödülü evine götürürken, toplamda 16 ödül ve 45 adaylık kazanarak 2022 senesinin en çok kazanan projesi. Ve tabi ki Oscar sahasına en randımanlı çıkan adaylardan biri.
Bu rekorun peşinden gelen senenin diğer öne çıkan filmi; Kenneth Branagh’ın 1960’larda Kuzey İrlanda’daki bir aile hakkındaki yarı otobiyografik öyküsü “Belfast”. En İyi Senaryo dalında Altın Küre ödülünü kazanan film şu ana kadar toplamda 5 ödül, 35 adaylık kazandı.
Apple TV+’ın bu sene en beğenilen filmi olan Coda, şimdiye kadar 5 ödül, 16 adaylık adaylık topladı.
Film, “Bir Sinema Filminde Bir Oyuncunun Üstün Performansı” ve “Yardımcı Rolde Bir Erkek Oyuncunun Üstün Performansı” ödüllerini aldığı SAG Ödülleri’nde şaşırtıcı bir liderdi. Troy Kotsur’un performansı Eleştirmenlerin Seçimi Ödülleri’nde ve BAFTA’larda da onurlandırıldı.
Ve tabi seneye damgasını vuran, bu sefer Denis Villeneuve’nin dünyasından izlediğimiz Dune. Şimdiye kadar 9 ödül, 49 adaylık alan Dune, galibiyetlerinin çoğu teknik dalında almakta. Filmin görsel dünyası gerçekten de çok özgün bir teknik ile oluşturmasının yanı sıra, ön hazırlık süreci de oldukça büyüleyici. (Post prodüksiyonu hakkındaki detayları bu yazıdan hatırlayabilirsiniz.)
Tahminler
Senenin en heyecan verici ödülleri dağıtılırken ödüllerin kime gideceğini tahmin etme ritüelleri de Oscar sürecinin olmazsa olmazı. Eleştirmenler tahmin listelerini açıklar, sosyal medya toplulukları yarışmalar düzenler (Shootbetter’ın Instagram sayfasına ve bu yazının sonuna bir göz atın derim!), hatta bahis sitelerinde Oscar’a özel bahisler bile açılır.
Birkaç kategoriyi naçizane değerlendirmek gerektirse, bu sene Oscar ödüllerinin tek bir projeye değil, bir çok projeye dağılacağını düşünmekteyim. Ve sanırım son yıllarda fazlasıyla alışık olduğumuz gişe filmleri/bağımsız filmler düellosu sebebiyle “En İyi Film” kategorisinde kazananı tahmin etmek biraz daha kolaylaşıyor. Gelin kategori kategori inceleyelim.
En İyi Film / Oscar’ın Sürprizleri Meşhurdur Ama…
“The Power of the Dog” öngörülen tek bir adaylığı bile kaçırmadı ve bununla da yetinmek istemedi. Film, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu’da beklenen Kodi Smit-McPhee’ken, yanına Jesse Plemons’ı katarak, En İyi Yapım
Tasarımı ve En İyi Ses gibi sürpriz adaylıklarla, 12 adaylığa sahip.
Plemons adaylığı biraz ilginç. Power of the Dog, Jesse Plemons’un adaylığıyla, filmdeki dört merkezi oyuncu adaylığını -zoraki- doldurup, “American Hustle” (2013)’ten bu yana dört oyunculuk adaylığı alan ilk film haline geldi. Bunun yanı sıra, yönetmenlik, kurgu ve senaryo adaylıkları da bulunması, şimdiye kadarki istatistikleri göz önünde bulundurmamıza sebep olabilir. Çoğunlukla böyle çok adaylığı bulunan filmlerde, bu üç adaylıktan herhangi birini kaçırırsanız En İyi Film’i kazanmanız nadirdir. Özellikle son senelerdeki sürprizli ödüller hesaba katıldığında henüz kesin bir şey söylemek imkansız; ancak kağıt üzerinde En İyi Film ödülünün en güçlü adayının “The Power of the Dog” olduğu söylenebilir.
The Power of the Dog’un karşısında aldığı bir diğer güçlü adaylar; Kenneth Branagh’ın sıcak kalpli ama alçakgönüllü Belfast ve Netflix’i yalnız bırakmayan bir Apple TV+ yapımı Coda.
Belfast’ın senenin en gözde İngiliz yapımlarından biri olduğu aşikar. Bu iki film arasındaki yarış, 3 yıl öncesindeki Alfonso Cuaron’un Roma’sı ve senenin En İyi Film ödülünü alan “Green Book” flmleri arasındaki benzerlikle hemen hemen aynı gibi. Akademi Roma’yı çok sevip ödülsüz göndermek istemedi, fakat “en iyi film ödülünü, belki de hikaye olarak “alışık” olduğumuz Hollywood dönem film lezzeti ve saygısına sahip Green Book’a vermeyi tercih etti.
AFI Ödülleri’nde en iyi film ödülünü kazanan Coda biraz sürpriz aday gibi gözüküyor. En iyi film ödülü olmasa bile törenden ödülsüz ayrılacağını pek düşünmüyorum.
En İyi Yönetmen / Eski Rekabet Yeniden Canlandı
Adaylar arasında, tüm zamanların en iyi sinema ustalarından biri olan Steven Spielberg, açıkçası dengeleri
değiştiren bir aday. Hollywood’un en saygın filmlerinden biri olan West Side Story filminin uyarlaması ile adaylık kazanan Spielberg, orijinal filme olan saygı duruşunu, uzun zamandır bir film yapmak için bu kadar hareketli ve heyecanlı hissetmemiş olmasından belli etmişti.
Fakat gelin görün ki adını bu sene çok telaffuz edeceğimiz Jane Campion da neredeyse her kareye bir alt metin ve imalar doldurduğu, kısık ateşte uzun uzun pişirdiği bir western filme imzasını attı. Belfast’la Kenneth Branagh da bize uzaklardan göz kırpsa da, ödüle daha yakın olan isimler Spielberg ve Campion’un yarışı aslında 1994’e dayanıyor. Her iki yönetmen de 94 yılında “En İyi Yönetmen” dalında aday olup, Spielberg, epik filmi “Schindler’s List” ile Oscar’ı evine götürmüştü. “The Piano” flmiyle ödülü kucaklayamayan Campion, bu sene fazlasıyla iddialı. Buna ek olarak şimdiye kadar iki kadın yönetmenin (Geçtiğimiz yıl Chloé Zhao, Nomadland ile bu ödülün sahibi olmuştu. Buradan hatırlayabilirsiniz.) üst üste Oscar almışlığı da yok. Akademi bu sene istatistikleri değiştirmek isteyebilir.
En İyi Kadın Oyuncu
En iyi kadın oyuncu kategorisinde, Kristen Stewart, Spencer’daki oyunculuğuyla favori aday. Spencer, trajik bir ölümle hatırlanan Prenses Diana’nın, prenses olmadan önceki kimliği ve ruh hali olan Spencer’a dönüşmesini konu alıyor. Stewart güzelliğine güzellik katıp, 20. yüzyılın en ünlü kadınlarından birine bürünerek, Diana’nın büyük bir psikolojik dehşetin kahramanına dönüşmesini başarılı bir şekilde sergiliyor.
Gönlüm Stewart’tan yana olsa da, bir başka biyograf filmiyle karşımıza çıkan Nicole Kidman’ın performansı en azından bir gömlek üst gibi. Daha açık olmak gerekirse, Kidman, bir zamanlar ABD televizyonlarının sevilen yüzü “Lucille Ball” rolünde göz kamaştırıcı bir performansa imza atıyor. Avustralyalı aktris, “I Love Lucy” TV dizisinin yıldızının gerçek hayattaki ritimlerini, şöhretle ve komünizmle olan savaşını, -bence- Aaron Sorkin’in büyük yardımlarıyla gözler önüne serdi.
Kimi eleştirmenler “The Lost Daughter” filmindeki performansıyla Olivia Colman’ın ikinci Oscar’ını almak için törene geleceğini düşünse de, Kidman’ın ilk Oscar’ını kazanmasından bu yana neredeyse 20 yıl geçti. Ve bence ikinci geliyor.
En İyi Erkek Oyuncu
Eminim benim gibi bir çok kişi Denzel Washington’u izlemeyi çok özledi. Açıkçası, “The Tragedy of
Macbeth” bu özlemime azıcık su serpti, fakat pek de yeterli olmadı. O yüzden bu yıl, Will Smith’in yılı.
“Ali” ve “The Pursuit of Happiness” filmleriyle daha önce iki kez En İyi Erkek Oyuncu dalında aday gösterilmiş olan Smith, King Richard ile -bence- endüstrisindeki en büyük takdirini almaya hazırlanıyor. Serena ve Venus Williams’ın babalarını canlandıran Smith’in oyunculuğu, karizması üzerinden ticaret yapan talepkâr bir baba ve tenis koçu olarak olağanüstü ama aynı zamanda güçlü bir karakter çalışmasının örneği gibi. Uzun lafın kısası, bu sene Will Smith için Oscar vakti.
En İyi Yabancı Film
Senenin “overrated” flmi olarak gördüğüm Drive My Car, müthiş bir istikrarla favori olmayı ve adaylıklarla
ödüller kazanmayı başarıyor. Fakat adaylar arasındaki, en iyi film, en iyi yabancı film ve en iyi animasyon
adaylıklarında aynı anda gösterilerek bir ilke imza atan Danimarka yapımı animasyon film olan “Flee”, ödül almadan dönmeyecek yapımlar arasında olduğunu düşünüyorum. Yabancı film kategorisi biraz zorlu olsa da, Flee’ye olası ihtimalle “En İyi Animasyon” ödülünü sahiplendirip, küskün göndermezler diye umut ediyorum. Kazanacağını düşünmediğim ama bu sene favorim olan film ise The Worst Person in the World. 21. yüzyılın başlarında genç bir kadın, hatta doğru tabirle insan olmanın getirdiği sorumlulukları büyüleyici bir hüzün ile işleyen bu filmde, yönetmeni Joachim Trier’in leziz hikaye anlatıcılığı ve üslubu takdire şayan.
En İyi Görüntü Yönetmeni
En İyi Görüntü Yönetmeni kategorisi, yalnızca aday gösterilenlerle değil, aday gösterilmeyenlerle de
oldukça büyüleyiciydi. Bu yıl izlediğimiz tüm siyah beyaz filmler arasında Joel Coen’in “The Tragedy of Macbeth”i bu kategoride aday olan tek film oldu.
“Belfast”ın görüntü yönetmeni Haris Zamberloukos, American Society of Cinematographers (ASC) tarafından aday gösterilmesine rağmen Akademi’nin adaylık rolünü alamadı.
Kaliteli sinematograf, herhangi bir filmin yaratıcı başarısı için fazlasıyla önemlidir. Denis Villeneuve’nin “Dune” filmi, çizgi altı kategorilerin her birinde aday gösterildi, ancak Dune’un DP’si Greig Fraser’ın örnek niteliğindeki sinematografisi, flmin genel görünümünde çok büyük ve önemli bir rol oynuyor. Fraser, 2017’de ASC ödülünü, Avustralya yapımı olan “Lion”la kazanmış fakat Oscar töreninden eli boş dönmüştü.
Ama bu kategorideki kişisel favorim, Guillermo del Toro’nun Nightmare Alley filminde beraber çalıştığı Dan Laustsen. Neo Noir’in görsel dilini oluştururken başardığı her sahne oldukça etkileyiciydi. Daha öncesinde “Shape of Water”da olduğu gibi, Lausten’in yapım tasarımcısı Tamara Deverell tarafından yaratılan muhteşem mekanlarda bizi gezintiye çıkarması ve mekanları aydınlatma şeklinin yanı sıra Luis Sequeira’nın (her ikisi de Oscar’a aday gösterildi) kostümleri, “Nightmare Alley”in “iyi bir film” olması nedenini görmeyi kolaylaştırıyor. Fakat bu yarışın galibi ilk Oscar’ını kazanacağını düşündüğüm Greig Fraser olacak gibi gözüküyor.
Bizi Ne Gibi Sürprizler Bekliyor Olabilir?
Yazının en başında belirttiğim gibi bu seneye dair sürprizlerden biri, sanırım nedenini -hala- anlamadığım
Drive My Car’ın dört adaylık alması. Jesse Plemons’un kareyi doldurma amacıyla olduğunu düşündüğüm “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” adaylığı ve aynı kategoride, filmde oynadığını bile unuttuğum J.K. Simmons listede yer alması da sürprizlerden bir kaçı. En büyük hayal kırıklığım ise Mike Mills’in başyapıtı diyebileceğimiz, bu sene kalbimi çalan film olan “C’mon C’mon”un 2022 Oscar yarışında esamesinin bile okunmaması oldu diyebilirim.
Bir diğer hayal kırıklığı ise, “Dune” filmini bu kadar epik bir yapım haline getiren Denis Villeneuve’un “En İyi Yönetmen” kategorisinde olmaması. Son olarak da Judi Dench’in Belfast ile En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu adayı olmaması da cabası.
Her sene olduğu gibi bizi şaşırtmaktan vazgeçmeyen Akademi, bu sene bize geleneksel bir Oscar Töreni mi izletecek? Pek sanmıyorum. Senenin favori filmlerinden kazananları tahmin etmek son 10 yıldır çok zor. Bu çıkarımım, akademi üyelerinin zamanla yerini bağımsız filmlere yakın olan üyelere bırakması, pandeminin dünyamızı değiştirmekle kalmayıp görsel algılarımızı da müdahale etmesi, çağın hastalığı olan hızlı tüketimden nasibini alan vizyon filmleri, online platformların vizyonu egale etmesi gibi bir çok etkeni
referans alıyor.
94. Akademi Ödülleri 27 Mart’ta sahiplerini bulacak. Umarız skandalı az ve Sezar’ın hakkını Sezar’a veren bir tören izleriz.
Şimdi gelelim sizin için olan sürprizimize. Pazar gününe dek yanınızda taşımanız ve arkadaşlarınız ile tahminlerinizi paylaşıp karşılaştırabileceğiniz Oscar Ballot’u sizlerle! Buradan da PDF şeklinde indirebilirsiniz!
Ayrıca Shootbetter’ın instagram sayfasından duyurduğumuz Oscar yarışmasına katılmayı da unutmayın! Yarışmaya katılmak çok kolay. Şu adımları yerine getirmeniz yetiyor.
- En İyi Film, En İyi Yönetmen, En İyi Kadın Oyuncu, En İyi Erkek Oyuncu ve En İyi Sinematografi dalındaki tahminlerinizi şurada yer alan Google Form üzerinden bize iletin.
- Shootbettermag ve Kiralık Kameracım’ın Instagram hesaplarını takip edin.
- Shootbetter’da yer alan yarışma postunun altına bir arkadaşınızı etiketleyin!
Ödül ne mi? Açıklıyoruz.. Sinefilliğiniz, sizi hayal ettiğiniz projeyi çekmeye yaklaştırabilir! 5’te 5 yapan kişiler arasında 28 Mart 20.00’da yapılacak çekiliş sonucunda 1 kişi Kiralık Kameracım’dan 1000 TL değerindeki hediye çekinin sahibi olacak.
Yarışma 21 Mart saat 20:00’de başlayıp, 27 Mart saat 20:00’de sona erecektir. Bu zaman dilimleri arasında olmayan başvurular dikkate alınmayacaktır. Kazanan talihli 28 Mart saat 18:00’de @shootbettermag Instagram sayfasında yapılacak olan canlı yayınla açıklanacaktır.