Dijitalin henüz sinema ve fotoğraf dünyasına girmediği dönemlerde analog dünya yaşanırken “Moire” olarak anılan bir sorun yoktu. Ve hatta ne olduğuyla ilgili bir bilinç te yoktu. Çünkü böyle bir problem ile karşılaşılan bir durum yoktu. Fakat dijital görüntü çağı başladığında işleri kolaylaştımakla birlikte yanında bazı sorunlar da getirdi.
Dijitalin henüz sinema ve fotoğraf dünyasına girmediği dönemlerde analog dünya yaşanırken “Moire” olarak anılan bir sorun yoktu.Hatta ne olduğuyla ilgili bir bilinç yoktu. Çünkü böyle bir problem ile karşılaşılan bir durum yoktu. Fakat dijital görüntü çağı başladığında işleri kolaylaştırmakla birlikte yanında bazı sorunlar getirdi.Bu sorunlardan en önemlisi Moire’dir. Fransızca’dan bizim terminolojiye geçmiş bir sözcüktür. Neredeyse her yapılan işte karşılaşılıyor fakat sorunun kaynağı ile ilgili yeterli bilgi bulunmuyor. Ya görmezden gelinerek ya da farkında olmadan işe devam ediliyor. Fakat profesyonel sahada genelde buna izin verilmez.
Moire Nedir ?
Moiré problemi, Moiré deseni veya efekti isimleriyle de bilinir, bir obje fotoğraflanırken veya bir video kaydında tekrarlayan çizgiler, noktalar vb. detaylar olduğunda ortaya çıkar. Bu durum ile karşılaşıldığında obje üzerinde dalgalanma yada gökkuşağı gibi rekler ve iç içe geçen desenler görülebilir.
Öncelikle Moire’nin ne olduğunu görsel örnekler ile anlatalım;
Peki Neden Bu Problem Yaşanıyor?
Öncelikle bir sensör yapısı nasıldır bakalım;
Yukarıdaki görsel örnekler sanırım yeterli olmuştur. Gerçekten de dijital makineler ile yapılan video ve fotoğraf çekimlerinde bu tarz sorunlar hep yaşanmaktadır. Bu sorunun temel sebebi Moiré deseninin ceket üzerinde ne kadar belirgin olduğunu gördünüz mü? Moiré doğada neredeyse hiç görülmez, ancak çevremizdeki günlük nesnelerde çok yaygındır. Onu her türlü kumaşta, düz saçta, mimaride vb. görebiirsiniz. Televizyonunuzda bile görmüş olabilirsiniz. Fotoğrafta ve videoda moiré çoğunlukla ışığın sensöre ulaşma biçimi ve sensörün ışığı, bayer enterpolasyon filtresi üzerinden nasıl yorumladığından kaynaklanır. Burada amaç Akademik bilimsel bir makale ile sizleri sıkmamak ve kafa karışıklığına sebep olmamak için oldukça basitleştirip anlatmak istedim.
Bir fotoğraf yada video sensörünün yapısı
Sensöre bir mikroskopla baktığınız zaman sanki evinizin banyosunun yada mutfağının zeminindeki karolara bakıyormuş hissine kapılırsınız. Gerçekten de her bir kutucuk bir pixel’e karşılık gelir.
Doğada Objelerden Yansıyan Işık
Biz çevremizi objelerden yansıyan ışık sayesinde görürüz. Aynı şekilde fotoğraf ve video kameralar da cisimlerden yansıyan ışık sayesinde görüntüyü oluştururlar. Objelerin yapısına göre bu objelerin üzerinden yansıyan ışık belli frekanslar oluşturarak yansır.
Demek ki gelen ışık frekansını sabit diye düşünürsek yansıyan ışığın frekansı objenin yapısına ve şekline göre değişim göstermektedir. Bazı objeler yapı itibariyle geniş bir doku ve hacme sahipken bazı objelerde dar yada küçük doku ve hacme sahiptir.
Yukarıdaki örnek fotoğrafta, bir arabanın pürüzsüz cam yada kaportasından yansıya ışığın frekansıyla tekerlek yivlerinden ve radyatör ızgarasından yasıyan ışığın frekansı farklıdır.
Anlaşıldığı üzere bir objenin dokusu sık (araba radyatörü, kumaş dokuması, pencere tül’ü, insan saçı, bina çatısındaki kiretmitler,vb.) ise bu tarz objelerden yansıyan ışık frekensına yüksek frekanslı ışık yada optik düşük geçişi denir. En üstteki sensör çizimine dönelim tekrar. Zemin karosu gibi bir yapıya benzeyen pixeller de dar hacimli bir yapıdadır. Sensör üzerine gelen yüksek frekanslı yada optik düşük geçişli bir ışık sensördeki pixeller tarafında ayırt edilemez ve bunun sonucunda televizyoncuların tarama yada harelenme dedikleri, literatürde ise MOIRE yada ALISING dediğimiz kötü bir sonuç meydana gelir.
MOIRE veya ALISING nasıl önlenir?
Üst segment dijital sinema kamerası üreticileri bu sorunun önüne geçmek için OLPF (Optic Low Pass Filter) yada diğer adıyla ANTIALISING FILTER dedilen bir optik eleman geliştirdiler. Bu optik eleman bir DIFFUSER filtre mantığıyla çalışır. Bu filtre mağazadan alınan filtreler gibi değildir. Kamera üreticisi sensörün ön kısmına bu filtreyi fabrikada yerleştirir. (ARRI) Ya da sensörün önünde ayarlanmış bir bölüme; kullanıcı, fabrikanın ürettiği değişken yoğunluktaki bu filtrelerin gerektiğinde değişimi veya temizliği için portatif olarak yapmıştır (RED).
Red Kamera için üretilmiş OLPF örnekleri;
SONUÇ
RED-ARRI-PANAVISION bütün kameralarında ve SONY’nin bazı profesyonel kameralarında kullanmaktadır. Bu filtre bir diffusion etkisi gösterdiği için yüksek frekanslı yansıyan ışıkları flulaştırır ve Moire sorunu ortadan kalkar. Dünyadaki bazı kullanıcılar dijital resmin keskinliğinden ödün vermemek adına bu filtrenin bulunmadığı kameraları tercih ederler.Bunlar genellikle fotoğrafçılıkla ilgili kullanıcılardır. Sinema tarafı düşünüldüğünde bu filtre olmazsa olmazdır. Binlerce defa büyütülerek sinema perdesine yansıtılan görüntülerde olduğu gibi profesyonel sahada Moire sorunu asla kabul edilemez.
NOT: Konuyla ilgili akademik makaleler için Nyquist Frekansı konusu tavsiye edilir