Öncelikle ISO, ASA, DIN nedir ve neden son ikisinin yerine artık ISO kullanılmaktadır, buna bakalım.
ASA, Amerikan Standartları Birliği’nin kısaltmasıdır. DIN ise, bir Alman/Avrupa standardıdır. Bunlar, filmin hassasiyet (ışığa olan duyarlılık) derecesini gösteren birimlerdir.
1974’te ASA ve DIN olarak adlandırılan iki film standardı tek bir isim, ISO (Uluslararası Standart Organizasyonu) altında birleştirildi.
ISO başlangıçta yalnızca film duyarlılığını tanımlıyordu, daha sonra parlaklık seviyelerini anlatabilmek amacıyla dijital kamera üreticileri tarafından kullanılmaya başlandı.
“Base ISO” Terimi Ne Zaman Kullanılmaya Başlanmıştır?
ISO’dan bahsettik. Şimdi asıl konumuza gelelim: “Base ISO” film kullanımı zamanlarında (ki hala fotoğraf ve pek çok sinema filminde 35mm yada 16 mm film kullanılmaktadır) çok duymadığımız, üzerine konuşmadığımız bir terimdir. Çünkü filmin tek bir hassasiyet derecesi vardır ve bu değiştirilemez. Değiştirmek istediğinizde ise ihtiyacınıza uygun başka hassasiyete sahip olan filmi satın alırsınız ve kameranıza takıp kullanırsınız.
Fakat dijital görüntü söz konusu olduğunda devreye film yerine sensör girer. Daha önceki makalelerimizde sensörün nasıl çalıştığını incelemiştik.
Dijital kamera sensörleri film gibi ışıkla çalışmaz. Sensörün çalışması ve bir görüntü oluşturabilmesi için elektrik gereklidir. Eski makalelerimizden hatırlanacağı üzere bir görüntü sensörünün üzerinde fotodiyotlar (photosite) bulunur. Temelde bu fotodiyotlar, gelen ışık fotonlarının yoğunluğuna göre elektrik enerjisini kullanarak bir akım oluştururlar. Bu akım milivoltlar civarındadır. Buraya kadar basit bir şekilde açıkladık. Şimdi bir örnek üzerinden bu anlattığımız teknik detayların Base ISO ile alakası nedir onu anlatalım.
El Feneri Örneği
Herkes bilir; bir elektrikli alet ya da devrenin çalışabilmesi için belli bir elektrik voltajına ihtiyaç duyulur.
En basitinden bir elektrik fenerini ele alalım, ihtiyaç duyduğu elektriği içine koyduğunuz pillerden sağlar. Pillerinizin voltajı, feneri üreten firma tarafından belirtilmiştir. Örneğin iki adet 1.5 Volt pil ile çalışan el feneri, toplamda 3 Volt ile çalışır.
Siz bu el fenerine 6 Volt elektrik verirseniz, fenerin ampulü daha parlak yanar (ve kullanım ömründen önce bozulabilir). Tam tersi yani daha az elektrik voltajı verir, 1.5 Volt uygularsanız fenerin ampulü olduğundan daha az ışık verecektir.
Bu durumda, “Base ISO” kavramına uyarlayarak, el fenerinin “Base” voltajı 3 Volt’tur diyebiliriz.
Dijital Kameralarda Base ISO
Aynı mantık, bir dijital kamera sensörü için de geçerlidir. Sensör, temelde mühendisin tasarladığı bir elektronik devredir. Ve bu devrenin çalışması için bir elektrik voltajına ihtiyacı vardır. İhtiyaç duyduğu voltaj yine mühendisler tarafından belirlenir. İşte temelde bir kamera sensörünün çalışması için gerekli olan voltaj o sensörün aynı zamanda “Base ISO” sudur.
Örneğin bir dijital kamera düşünelim. Bu kameranın sensörü 6 Volt ile çalışsın. Bu 6 Voltluk elektrik ISO değeri olarak ölçülür ve kameranın “Base ISO” değeri olur. Her firma kendisine göre bir voltaj belirlediğinden kameranızın temel ışığa duyarlılığı 800-640-1600 vb. olarak dizayn edilir ve bu değer en temiz görüntüyü alabildiğiniz değerdir.
“Base ISO” aşılır ya da altında kalınırsa ne olur?
Kameramızdaki ISO ayarlarını değiştirdiğimizde aslında sensöre gelen elektrik voltajını değiştirmiş oluyoruz. Evinizdeki bir abajurun reosta düzeneği ile ışık gücünü kısmak ya da yükseltmekle aynı şey gibi düşünün. 800 ISO’ya göre ayarlanmış bir sensörün değerini 1600 ISO’ya çıkardığınızda, yani sensörün ihtiyaç duyduğu temel voltajı arttırdığınızda, (el feneri örneğinde olduğu gibi) daha parlak görüntüler elde edersiniz. Fakat parlaklık, resimlerinizde noise yada grain (elektronik gürültü) ile birlikte gelir.
Bu sebepten dolayı mümkün olduğunca firmanın belirttiği ISO değerini kullanarak çalışmak yararınıza
olacaktır.