Pek çok kaynaktaki Gamma açıklamaları kafa karıştırıcıdır. Peki en basit şekilde nasıl açıklarız?
Dilerseniz anlamak için basit bir örnek kullanalım.
Evinizdeki küçük bir odada elektrik ampulüne bağlı bir dimmer olduğunu düşünelim.
Kısık konumdayken çevrenizdeki eşyaları algılamakta zorlanırsınız. Reaostayı tam açık noktasına kadar getirince de ampulün parlaklığında gözünüz rahatsız olacaktır.
Doğal olarak dimmer’i ne çok açık ne de çok kısık konum yerine ortalama bir seviyeye getirirsiniz. Küçük odanızdaki eşyaları, herhangi bir renge boyanmış olan duvarları, pencerede asılı perdelerin rengini yerdeki halıyı kısacası herşeyi doğru olan tonlarda algılamaya başlarsınız.
Yani gözünüze göre doğru olan renk ve tonları dimmer’in içinden geçen şehir elektriğini kısarak ya da biraz açarak doğru bir görüş ortamı sağlarsınız. İşte Gamma denen şey budur.
Biraz daha detaylandırmak gerekirse video kameralar görüntüyü elektrik sayesinde elde ederler. Kameranızın aküsündeki elektrik, sensörlere gelen ışığın şiddetine göre farklı voltaj akımlarına çevrilir. Nihayetinde bir data olarak medyaya kaydedilir.
Video endüstrisinde gamma, herkesin kafasına göre kullanacağı bir sistem değildir. Bu yüzden belli değerler kabul edilmiştir. Yani odanızdaki ampulü çalıştıran dimmer, her defasında yeniden ayarlanmasın diye üzerine bir takım rakamların yazıldığını farz edelim. Bu değerler kameranızdan çok izlediğiniz monitör içindir. Günümüzde monitörler için Gamma değeri (Mac monitörler eskiden 1.8 idi) 2.2, sinema salonundaki dijital projektörler için ise 2.6 olarak kabul edilmiştir.
Son olarak belirtmek gerekir ki gamma terimi video için geçerlidir. Analog filmde (Sinema ve Fotograf filmi) de bir gamma gerçeği vardır ama videodan farklıdır.