Elektronik kameraların tarihini ve gelişimini başka bir makaleye bırakıp bugününü inceleyelim. Günümüzde üretilen hibrit (hem fotoğraf hem video çekebilen), yarı profesyonel ve profesyonel dijital kameralar aslında analog filmi taklit eder yada taklit etmeye çalışır. Sadece dijital kameralar değil post işlemleri de filmi taklit etmektedirler. Peki film nedir?
Analog Filmin Kimyasal Yapısı
Analog film; hem sinema hem de fotografta kullanılan film malzemesidir. Tamamen kimyasal ve elle tutulabilir bir malzemedir. Bu malzemenin yapısını ve özelliklerini bilirsek digital kameraların temel çalışma mantığını da anlarız. Konuyu karmaşık hale getirmeden mukayeseli bir şekilde anlatalım:
Yukarıdaki şekilde görüldüğü gibi bir renkli Analog film üst üste sandviç gibi katmanlardan oluşmuştur. Renkleri elde etmek için Analin tarzı boyalar kullanılmaktadır. Bu boyalar jelatin bir malzemenin içerisinde bulunurlar. Bu katmanlar asetat bir tabanın üzerine tatbik edilir. En alt kısımda ise, gelen ışığın yansıyarak tekrar filme dönmemesi için yansımayı önleyen Anti halo tabakası vardır. Analog filmde ışığın kaydedilmesi için Gümüş Halojenür tuzları ailesinden olan Gümüş Bromür ”AgBr” kullanılır. Gümüş Bromür parçacıkları renk katmanlarının bulunduğu alanın içerisine Analin boyalarla birlikte yerleştirilir.
Dijital Sensörün Yapısı
CCD gibi farklı sensörler mevcut olsa da günümüzde en çok kullanılan sensör CMOS sensörlerdir. Bu sensörlerin tercih edilmesinin sebebi CCD sensörlere göre daha az enerji ile performans vermeleridir.
CMOS sensorlerde renk, filmdeki gibi katmanlardan oluşan bir yapıda değildir.Bu fabrikada üretildikleri zaman ön kısmına BAYER Filtre adı verilen (Bryce BAYER tarafından geliştirilmiştir) tek bir katman yerleştirilir.
Analog Film ve Digital Renk algılama
Analog ve Digital renk algılama mantığı biraz farklıdır. Örneğin; Film Magenta-Cyan-Sarı’dan (Subtractive renkler de denir) diğer renkleri elde ederken, Dijital Red-Green-Blue’dan (Additive renkler de denir) diğer renkleri elde eder.
Şimdi gelelim mukayese etmeye:
1- Analog film, Magenta-Cyan ve Sarı’dan diğer renkleri oluşturur demiştik. Yani renkli analog film ile bir görüntü çektiğinizde sonuç aşağıdaki gibidir.
Kısacası analog film ile (fotograf yada sinema filmi) çekim yaptığınızda sonuç doğadaki gibi değildir. Yani var olan her şey renklerde dahil size tam tersi sonuç verir. Adı üzerinde negatif resim ve negatif (subtractive) renkler.
Ancak diger aşamada yani pozitife çevirdiğinizde sonuçlar doğadaki gibi oluşur ve daha tok tabir edeceğimiz renk tonları elde ederiz. Dijitalde ise sonuç doğadaki gibidir. Aşağıdaki mukayeseli örnek görsellere bakıp siz karar verin.
Film Look veya Film Like
Son zamanlarda terminolojiye giren bir deyim Film Look veya Film Like.
Video kamera ve post prodüksiyon teknolojisinin gelişmesiyle kullanıcılar analog filme benzer sonuçlar alma peşindeler. Özellikle genç kuşak, bu terimi oldukça fazla kullanmakta. Peki gerçekten amatör ya da profesyonel bir dijital kameranın sonuçlarını manipüle ederek analoga benzer bir resim elde edebilir miyiz? Özellikle post sürecinde günümüz yazılımları çok fazla imkan verse de cevap ”Hayır”.
Neden dijital görüntü analog filme tam olarak benzemez? Cevaplardan en önemlisi (yukarıda mukayesesini yapmıştık) analog film kimyasal, dijital ise elektroniktir. Bu da; dijital görüntüde floresan etkisi oluşturur. Yani elektrikle oluşan bir resim oldukça parlaktır. Bu parlaklık (vitrinlerde sergilenen televizyonların show amaçlı görüntülerine bakmak yeterli) floresan etkisi yaratır. Bu noktada gamma konusuna tekrar bakmanızı öneririm.
Analog filmde ise elektrik sadece filmi perdeye yansıtmak için ampül beslemesinde kullanılır. Analogda floresan gibi bir parlaklık göremezsiniz. Çünkü filmin çalışma mantığı elektrik değil fotonlardır.
İzlemek için son görüntüyü (pozitif görüntü) oluşturma aşamasında film, kabaca ifade edersek eski slayt makinelerindeki gibi bir ampulden gelen ışığın önüne takılır. Ampulden gelen ışık, filmin içinden geçerken bir miktar ışık absorbe edilir.
Sonuçta film polyester ve asetat tabanlı, elle tutulabilen bir malzemedir. Işık filmden geçerken önce bu tabandan sonrada tabanın üzerindeki boya malzemelerinin içinden geçecektir. Var olan ışık miktarı ve filmden geçtikten sonraki ışık miktarı arasında bir fark olacağından aradaki kayıp hesaplanabilir bir kayıptır.
Bu oldukça teknik bir konu olup, film laboratuvarlarında yapılan ölçümler sonucu standartlara uygun olup olmadığı belirlenir.1 Aslında bu geçirgenlik (density) ölçümünün dijitaldeki karşılığı gamma’dır diyebiliriz. Aşağıda analog filmin density eğrisini (yoğunluk geçirgenliği) sadece bilgi olsun diye veriyorum.
Film ve dijital hakkındaki tartışmamız bir sonraki yazılarda devam edecek.
1Merak eden arkadaşlar Sensitometry ve Densitometry kavramlarını araştırabilirler.