Türkiye’de, fotoğraf ve video teknolojilerine dair yazılı medyayı canlı tutmaya, geliştirmeye çalışıyoruz. Okumakta olduğunuz blog postumuza destek olarak sizinle buluşmasını sağlayan Fujifilm Türkiye‘ye çabamıza olan katkıları dolayısıyla çok teşekkür ederiz.
Geçtiğimiz hafta Fujifilm Türkiye’nin YouTube kanalında, “Fujifilm GFX Orta Format ile Anamorfik Lens Testi” adında son derece ilginç ve öğretici bir video yayınlandı.
Yayınlanan videoda, Güvercin, Kıyıdakiler ve daha birçok uzun metraj ve reklam filminden adını duyduğumuz ödüllü Görüntü Yönetmeni Arda Yıldıran ile Fujifilm Türkiye İş Geliştirme Müdürü Suat Gençer, Fujifilm’in amiral gemisi orta format kamera GFX 100/100S ve anamorfik lensler ile yaptıkları kamera testinden bahsediyorlar.
GFX 100S Hakkındaki Bilgilerimizi Tazeleyelim
Geçtiğimiz yıl Şubat ayında piyasaya sunulan, Fujifilm’in dördüncü orta format kamerası olan GFX 100S, çıktığından bu yana dikkatleri üzerine çekiyor.
Kamera; sensörü, özellikleri ve form faktörü ile, özellikle orta segment videografi dünyasında “Video’da orta format devrimi mi başlıyor?” tartışmasını gündeme getirmişti.
102 MP GFX 100S’in sensörü, full frame sensörlere göre %75 oranında daha büyük olmasına rağmen kamera, full frame aynasız kameralar ile neredeyse aynı boyutlarda. Orta format kameralar arasında öne çıkan bir otofokus sistemine sahip. Çekim modları ise aşağıdaki şekilde:
- 4K 30 Video; F-Log Gamma, 12-Bit Raw B-RAW (Black Magic RAW) ve Apple Prores 422
- DCI4K & 4K: 29.97p/25p/24p/23.98p 400Mbps
- Full HD(2048×1080): 59.94p/50p/29.97p/25p/24p/23.98p 200Mbps
- Full HD(1920×1080): 59.94p/50p/29.97p/25p/24p/23.98p 200Mbps
- Sıkıştırma Türleri: H264, H265
GFX 100S’in sensör büyüklüğüne sahip bir video kamera henüz sektörde yok. (Video’da görüntü yönetmeni Arda Yıldıran’ın da söylediği üzere Alexa 65, ARRI tarafından sadece proje bazlı kiralandığı ve sensörü GFX 100S’inki gibi yekpare bir sensör olmadığından bu kıyaslamaya sokulmuyor.)
Orta Format Sensör Video’da Ne İşe Yarar?
Işık algısı yüksek olan bir kamerada, sensörü doyurma çabası fazla gündem olmuyor.
Arda Yıldıran, GYD
Peki bu kadar büyük sensörün video için vaatleri nelerdir? Bunun cevabı aslında basit: Her şeyin daha fazlası! En önemlisi ise şu: Sensör büyüdüğü zaman ışık algısı bambaşka bir boyuta çıkıyor.
Setler artık az ışık ile kuruluyor
Arda Yıldıran’a göre az ışık ile çalışma trendi tüm dünyadaki prodüksiyonlarda yükselen bir trend. Büyük ışıklar kurmak hem zaman, hem maliyet istiyor. Settekilerin çok iyi bileceği üzere, her yakılan ışık bir gölge yaratır, o gölgeyi kaldırmak için ayrı bir çaba, ekipman ve işgücü gerekir. Sizler de şahit olmuşsunuzdur ki bir ışık setini kurmak saatler alabilir.
Fakat ışık algısı yüksek olan bir kamerada sensörü doyurmak çabası fazla gündem olmuyor. Bu sayede ışık tasarımına vakit kalıyor. Ayrıca bu sistem, az sayıda, taşıması daha kolay ışıklar, az kişilik ekipler, az elektrik ihtiyacı ve bunun gibi avantajlar ile kısıtlı zamanda verimli sonuçlar vadediyor.
Küçük ekip ve az maliyetin yanı sıra, Hollywood gibi büyük prodüksiyonlarda da artık daha geniş sensörlerin doğal ışığı yakalama becerilerinden faydalanılıyor – ki zaten büyük ışık setleri de doğal ışığı taklit etmek için kuruluyor.
Sferik ve Anamorfik Lensler Arasındaki Farklar
Suat Gençer ile Arda Yıldıran, özelliklerini yazının ilk başında kısaca özetlediğimiz GFX 100/100S gibi orta format bir kamerayı neden anamorfik lensler ile test ettiklerinden bahsetmeden önce sferik ile anamorfik lenslerin farklarından söz ediyorlar.
1950’li yıllarda, anamorfik lensler sinema projeksiyonunda, geleneksel 4:3 formattan daha geniş bir projeksiyon alanı sağlaması sebebiyle yaygınlaşmaya başlamıştı. Dijital kameraların devreye girmesi ile 4:3’ten 16:9 çerçeve oranına geçildikten sonra, doğası gereği 4:3 ekran boyutları için tasarlanmış anamorfik lensler bir süreliğine gözden düştü.
Sonrasında tekrardan 4:3 ve anamorfik görüntüye yatırım yapılmaya başlanınca anamorfik lensler sektörde tekrar ilgi görmeye başladı. Çerçeve oranında sunduğu çeşitliliğin yanı sıra anamorfik lenslerin görüntü bazındaki özelliklerini, Arda Yıldıran’dan dinleyelim:
“Anamorfik lensleri tercih etmemdeki sebeplerden en önemlisi geniş resim elde ederken sundukları avantajlar. Diyelim sferik bir 35mm lens ile çekim yapıyorsunuz, resim genişledikçe keskinlik artmaya ve alan derinliği kaybolmaya başlar. Anamorfikte ise 80-85mm ile sferik 24mm değerinde bir görüntü elde edebilirsiniz; ve 85’in verdiği “soft”luk ve alan derinliği hala korunur.”
(Anamorfik lensler hakkında daha fazla bilgiye blog yazımızdan ulaşabilirsiniz.)
İki Efsane Buluştu: GFX 100S ile Cooke Anamorphic
Fujifilmin testinde, GFX 100S’in devasa sensörüne yetişebilmesi için, sektörde yoğunlukla bulunan Super 35 lensler yerine full frame Cooke Anamorphic/i FF 1.8X T2.3 Lens Seti kullanıldı. Arda Yıldıran, tercihi gereği daha yumuşak görüntülerden hoşlandığını söylüyor. GFX 100S’in işlemcisinin diğer fotoğraf kameralarında olduğu hangi ölçüde keskin görüntüler sunmak üzere tasarlandığını ve kameranın keskinliğini ne kadar kırabileceğini merak ettiğini söylüyor. Cooke lensler karakteri gereği yumuşak lensler olduğu için Cooke lensleri seçmiş.
Video’dan öğrendiğimiz bir başka detay, GFX 100S’i anamorfik lensler ile test etmenin ardındaki önemli sebeplerden birinin sensörün boyutunun 4:3 boyutlarında (44mm*33mm) olması. Video’da da değinildiği gibi anamorfik lensler doğası gereği 4:3 görüntüler yaratmaya meyilliler.
Sonuçlar
Testte elde edilen görüntüler, doğru bir değerlendirme için sinema perdesinde izlendi.
Bu izlemelerde, gren seviyesi organik, doğru renk algısı, RAW görüntülerin esnekliği, sinematik dokusu ile GFX 100S sınıfı geçti. Özünde bir fotoğraf makinesi olduğu gerçeği göz önüne alındığında, sinema kameralarına çok yakın seyreden performansı ile sektördeki en iyi fiyat/performans oranına sahip kameralardan biri olduğu bir kez daha ispatlanmış oldu.
Biraz daha detaya inerek, Arda Yıldıran’ın sözlerini alıntılayalım:
“Testlerdeki tek handikap şu oldu. Kameranın sensörü 4:3; fakat video özellikleri 4:3’e göre değil sık kullanılan 16:9 ve 17:9 boyutlarına göre ayarlanmış. Durum böyle olunca 16:9’da da anamorfik çektiğimizde daha az bir alanı kullanabildik. Ama bu bizim için sıkıntı olmadı çünkü zaten kullandığımız lens full frame olduğu (ve piyasada orta format bir anamorfik lens olmadığı) için sensörde boş kalan yerler vardı. Yani her halükarda zaten görüntüyü kırpmamız gerekecekti. Sensörü istediğimiz boyuta oturttuğumuzda (2:40) görüntüyü %25 oranında kırpmak durumunda kaldık. Kırptığımız hali bizim için yeterli bir boyuttaydı çünkü 4K çekmiştik. Bir de şöyle bir avantaj var: Sensör, boyutu sağolsun 11K’dan 4K’ya downsampling yaptığı için zoom yaptığımızdaki bozulma çok daha azdı.“
Cooke lensler ile kameranın keskinliğinin kırılabildiğini, dolayısıyla daha yumuşak görüntüler elde etmek isteyenler için kameranın bunu da mümkün kıldığını ekleyen Arda Yıldıran, kamerayı tam anlamıyla değerlendirebilmek için kontrollü stüdyo çekimlerinin yanı sıra, dış mekanlarda yeni testler yapacaklarından da bahsetti.
Bu yazımızda sizi video’ya hazırlamak için kabaca videoda detaylandırılan başlıkları vermeye çalıştık. Fujifilm Türkiye’nin YouTube kanalında yayınlanan keyifli sohbeti ve test görüntülerini içeren bu video’yu sakın kaçırmayın.
Şubat ayı, GFX 100S’i denemek için doğru zaman olabilir. Çünkü Kiralık Kameracım’da ay boyu süren bir kampanya var. Detaylara buradan ulaşabilirsiniz.