Amerikalı kamera üreticisi RED’in sitesinde RED 101 adında bir eğitim köşesi yer alıyor. Buradaki makalelerin çevirilere devam ediyoruz. Bir önceki çeviri, renk yönetimini, cihazlar ve renk uzaylarının tanımı üzerinden ele alıyordu. (Buradan ulaşabilirsiniz.) Şimdiyse iş akışı sırasında nasıl bir renk yönetimi gerektiğine bakıyor olacağız.
Sinemada standart iş akışı, iki ya da daha fazla renk uzayı arasında gerçekleşir. Diğer bir deyişle, farklı renk uzayları arasında dönüştürme gerektirecektir. Dönüştürme işlemleri şu adımlar sırasında yapılır.
Geliştirme (Develop)
Adımlara yakından bakalım. Bu adım, görüntünün kodlarından görülebilir renkler elde edilmesini kapsar.
(RED marka bir kamera söz konusu ise REDCODE RAW dosyası geliştirilip DRAGONcolor/REDcolor ya da REDlogfilm gibi LUT yardımları ile ekranda gösterilir.)
Renklendirme (Grading)
Bu adım, renkleri doğru gösteren; kalibre bir ortamda, geniş renk üçgeni kullanılarak yapılan yaratıcı renklendirme sürecini kapsar.
Bu işlem, çıkış verilecek cihazlarda nasıl bir görüntü oluşacağını da kontrol edebilen bir çalışma ortamında yapılır.
Sinema işlerinde renklendirme yapılan çalışma ortamı genellikle DCI-P3’tür. Eğer sadece yayın için yapılıyorsa Rec709 üçgeni kullanılır. Bu ve diğer renk uzayları hakkında bilgi almak için bir önceki yazımıza bakabilirsiniz.
Mastering
Bu adım, renk yapılmış görüntünün, cihazdan bağımsız bir XYZ renk evreni kullanılarak tek bir dağıtım master’ı haline getirilmesini içerir.
Hiçbir cihaz XYZ renklerini oluşturamasa da ileride yaşanabilecek teknolojik gelişmeler için master’lar bu renk evreni göz önünde bulunarak oluşturulmaktadır.
Gösterme (Projection)
Gösterme adımında, renkler (bir önceki adımda oluşturulan) master’dan, gösterim cihazının renk üçgenine aktarılır. Gösterim cihazında master’dan yeniden üretilemeyen renkler varsa, cihaz içerisinde bu renklere gamut mapping işlemi uygulanır.
Gamut Uyumsuzlukları
Renk yönetimi iş akışında anahtar nokta renk uyumsuzluklarına dikkat etmektir. Sinemada bu uyumsuzluk şu noktalarda ortaya çıkar:
- Görüntünün renklendirildiği ortam DCI-P3’ten daha dar bir renk üçgenine sahipse ya da,
- Master gösterim cihazından daha geniş bir renk üçgenine sahipse.
Eğer master’ın renk uzayı, gösterim cihazından genişse renkler kontrolsüzce değişebilir. Örneğin, renk yapmak için kullanılan birçok üst düzey ekran, standart DCI-P3 renk evrenine sahip sinema projeksiyonlarına göre yeşil, mavi ve camgöbeği (cyan) renklerini daha doygun gösterir.
Bu durumda projeksiyon, renk uzayı dışında kalan renkleri okuyabilmek için gamut remapping işlemini uygulamak zorunda kalacaktır. Bu işlem çoğu kez göze bazı ekstrem renklerin desatüre edilmesi olarak gözükür. Fakat hue kaymaları, okunmaya çalışılan renklerde doku kaybı ve ani geçişler gibi başka etkileri de vardır.
Örneğin aşağıdaki örnekte göreceğiniz üzere kırmızılar remapping işleminden sonra turuncuya yaklaşmıştır.
Bu sorunu azaltmak için rengi mümkün olabilecek tüm gösterim cihazlarının renk üçgenlerini gözeterek yapmak gerekir. Daha azı ya da daha fazlasına göre değil.
Aslında sektörde cihazların renk üçgeni dışarısında kalan renklerin kullanım miktarı sanıldığının aksine oldukça azdır. Rengarenk sahnelerde bile.
Bir başka konu ise şu: Tahmin edilebilir bir iş akışı için iyi kalibre edilmiş bir gösterim cihazı gereklidir. Projektörlerin ve ev sineması ekranlarının bu konudaki becerisi, bu ürünler eskidikçe değişiklik gösterir. Bu yüzden periyodik olarak kalibre edilmeleri gerekir. Daha eski projektörlerse gamut remapping işlemini dahili olarak kendisi gerçekleştiremez. Bu da renklerin daha az doygun gözükmesine sebep olabilir.
Yukarıdaki örnekte, gösterim cihazının daha geniş bir üçgene sahip olduğu durum (ilk resim) genellikle DCI-P3 projektöre Rec 709 görüntü gönderildiğinde gerçekleşir. Benzer olarak master’ın daha geniş bir üçgene sahip olduğu senaryoda (üçüncü resim) DCI-P3 üçgenine sahip bir projeksiyon için hazırlanmış bir görüntü 709 yayın için kullanıldığında gerçekleşir.
Sonuç
Renk yönetimi hakkındaki bu iki yazıdaki kavramlar ile yola koyulmadan önce projenin dinamiklerini ve sizden beklenileni iyi belirlemek önemlidir.
En iyi renk yönetimine sahip iş akışında bile kamera, ekran, projektör veya film stoğundan bağımsız olarak tüm cihazlar arasında renkleri tam olarak yeniden üretmek imkansızdır. Hedeflenmesi gereken şey tüm süreci daha kontrol edilebilir ve şeffaf hale getirmektir. Renk yönetiminin amacı tam olarak budur.
Belirtmek gerek ki renk yönetimi sadece dijitalde karşımıza çıkan bir kavram değil. Taranan film de dikkatli bir renk takibi gerektiriyordu. Ancak dijital ile tüm süreç baştan sona daha kontrol edilebilir ve daha basit hale geldi. Çünkü renk sıcaklığı artık filmde olduğu gibi değiştirilemez değil. Bu nedenle, renklendirme sürecinde öncelik kontrast oranı ve renk doygunluğundaki farklar olmaya başladı.
Son olarak, renk yönetimi, sürekli endişe kaynağı olması gereken bir şey değildir. En iyi işlerden bazıları çekim esnasında belirlenen ve sonrasında renk yapılırken “ayarla ve unut” mantığı ile ilerleyecek kadar basit bir sürece sahiptir.