Photographylife.com sitesinde fotoğrafçı Spencer Cox tarafından kaleme alınan yazıyı sizin için çevirdik. Yeniden gidip fotoğraf çekmek istediğiniz yerleri aklınıza getirmesini umuyoruz. Keyifli okumalar.
Bir yere sürekli olarak fotoğraf çekmeye gitseydiniz zaman içerisinde fotoğraflarınız nasıl değişirdi? Manzara hakkında daha iyi bir kavrayışa sahip olur muydunuz? Bu sorular daha önceden fotoğraf çektiğim yerlere uğradıkça hep aklıma gelen sorular.
Benim için bir yere tekrar fotoğraf çekmek için gitmek bir fotoğrafçının elindeki en güçlü kartlardan biri. Bunun bir sebebi o yerde çekilebilecek bariz fotoğrafları çekmenin ötesine geçebilmek.
2015’te Colorado’daki popüler Mt Sneffels’i ziyaret ettim. Gökyüzü çıplaktı, kavakların çoğu renk değiştirmemişti ve çektiğim fotoğraftan pek de hoşlanmadım.
Yine de mekanı beğenmiştim ve burada iyi bir fotoğraf çekmek istiyordum. O yüzden buraya birkaç kez geri döndüm ve değişik ışık koşulları altında değişik kompozisyonlar ürettim. 2018 yılında sonunda istediğim fotoğrafı çekebilmiştim. O yıl kavak ağaçlarının rengi çok güzeldi, gün doğarken resme eşlik eden pastel bir ışık yakalayabildim.
İlk denememe göre oldukça tatmin edici bir sonuçtu. Işık koşullarında değiştirmek istediğim çok fazla bir şey kalmamıştı; fakat sonuçtan oldukça memnun olmama rağmen şu soru aklımda gitmedi: Sıradaki ne olabilir?
Bu mekan workshop’larımız için sık sık ziyaret ettiğimiz bir yer ve bu manzarayı gün doğumunda izlemeyi seviyorum. Fakat o bariz pozu yakalamış ve sevmiş olduğum için tekrar buraya dönmenin tekrara düşmek olabileceği için çok da gerekli olmadığını düşünüyordum.
Ertesi yıl workshop’umuz için geri döndüğümüzde yanımdaki ND filtreler ile denemeler yaptım: uzun pozlama ve yüksek kontrastlı denemeler. Amacım klişeleşmeyi önlemek ve portfolyomda tekrarlayan görsellerin önüne geçmekti.
Bu sefer çektiğim fotoğraflar geçtiğimiz yıl çektiğim fotoğraflardan farklı olsa da bu fark oldukça yüzeydeydi. Bu fotoğraf daha iyi çekilmiş denemezdi. Fotoğraftaki yoğun post prodüksiyon süreci konuyu algılamam biçimim ile uymuyor.
Birkaç hafta önce kendimi yine aynı yerde bulduğumda artık bu manzara ya da “o fotoğraf” için bir heyecan duymuyordum. Dağın önünü bir bulut kapladığında fotoğraf çekmemek için elime bir bahane geçtiğini düşünüp rahatladım. Ama sonra şaşırtıcı bir şey oldu ve son birkaç yıldır ilk kez bu yerde fotoğraf çekme ilhamı duydum.
Hala bulutlarla kaplı olan bariz konu dağ bu ilhamı veren şey değildi. Konu 240 mm telefoto lens gördüğüm yerdeydi. Tripodum önceki yıllarda olduğu gibi aynı yerde duruyordu ama kompozisyonum bu fotoğrafın aynı yerden çekildiğine dair hiçbir belirti vermiyordu. Çektiğim fotoğraf, bu yıl atölyemdeki en sevdiğim fotoğraflardan biri.
2018’de çektiğim fotoğraftan daha mı iyi? Belki hayır. Ama ben daha çok sevdim. Yıllardan sonra ilk kez burada “yeni” bir fotoğraf çekebilmiştim. Bu bana duygusal ve anlamlı geliyor. Bu görüntü bendeki zihinsel engeli kaldırdı ve artık gelecek yıl buraya geri dönüp yeni denemeler yapmak için sabırsızlanıyorum. Uzun vadede baktığımda bu mekandan sıkılmış hissetmiyorum.
Bir mekanı yeniden ziyaret etmek onu sıkıcı yapmıyor – hatta aksi bir durum söz konusu. Bu deneyim bana o bariz fotoğrafı onlarca kez çektiyseniz sıkıcı olanın aslında o fotoğraf olabileceğini gösterdi. Fakat böyle hissettikten sonra bir sonraki sefer içgüdüsel olarak o mekanda özgün kompozisyonlar aramaya başlıyorsunuz. Yaratıcılık kaslarınız adeta siz düşünmeden egzersiz yapıyor ve bu yüzden de fotoğrafçılığınız gelişiyor.
Benzer şekilde benim fotoğrafçılık için daimi favori mekanlarımdan ikisi neredeyse limitsiz fırsatlar vermesi açısından ormanlar ve kum tepeleri. Hayatımın geri kalanı boyunca hiç sıkılmadan ve yorulmadan kum tepelerinde soyut resimler çekebilirim. Bu gibi mekanlarda o bariz fotoğrafı çekmek için 10 yıl geçirmenize gerek yok, çünkü orada bariz fotoğraf hiç olmayabilir. Her kompozisyonu yeni baştan çözmek gerekir.
Aşağıdaki görseller ne anlatmak istediğime iyi bir örnek. Hepsi Colorado’daki kum tepelerinin beş sene boyunca çekilmiş monokrom, yarı abstrakt fotoğrafları. Bu mekanı sürekli ziyaret ediyorum. Sadece bana yakın diye değil ama her gittiğimde ilginç bir şey buluyorum. Fırsatlarla dolu bir yer.
Bu yukarıdaki fotoğrafları (ki aralarında benim için öne çıkan yok) en kötüden en iyiye bir ilerleme olarak değil ama bir mekana yeniden gittiğinizde ne kadar fazla keşfedecek şey olduğunu göstermek için gösteriyorum. Siyah ve beyaz olarak sınırlandırsam ve tüm kompozisyonları soyut tutsam da her fotoğraf başka bir şey söylüyor. Bazı kum tepeleri davetkarken diğerleri değil. Bazıları ise bana okyanusu hatırlatıyor.
Bir mekana yeniden gittiğinizde orada nasıl çalışılabileceğini öğrenmeye başlıyorsunuz. Değişen ve aynı kalan şeyleri fark ediyorsunuz. Farklı sezonlarda farklı hava durumlarına şahit oluyorsunuz. Farklı bakış açılarını ve hangi konuların sizi kendine en çok çektiğini anlamış oluyorsunuz. Bu bilgi, orada daha iyi fotoğraflar çekmenize de yardımcı olur.
Buranın manzara içeren bir yer olması gerekmez. Yıllarca makro fotoğrafçılık için yeniden gittiğim mekan arka bahçemdi. Hangi ayların en ilginç böcekleri ortaya çıkardığını, bu böceklerin hangi bitkileri sevdiklerini ve en renkli arka planlar için nerede durulması gerektiğini anlamaya başladım. O bahçe için geçerli fakat başka hiçbir yerde geçerli olmayan (mesela kurbağaları fotoğraflamak için en ideal su birikintisi gibi) şeyler öğrendim ve bu resimlerimin kalitesini iyileştirdi.
Fotoğrafçılık sadece bir yere gitmek, kameranızı çıkarmak ve güzel bir kompozisyon içeren bir fotoğraf çekmek ile alakalı bir şey değil. Aynı zamanda konunuz ile yakınlık kurmak ile ilgili bir şey. Yıllar geçtikçe manzaralar değişiyor. Siz de değişiyorsunuz. Ve bu değişim fotoğraflarınıza yansıyor.
Bu yüzden sizi yeniden ziyaret edebileceğiniz bir mekan bulmak için cesaretlendiriyorum. Yerel bir park ya da arka bahçeniz kadar basit olabilir bu yer. Eninde sonunda o bariz fotoğrafı çekecek ve daha fazlasını aramaya başlayacaksınız. Mekanın fırsatlar ile dolu olduğunu ve bazı fırsatların apaçık ortada diğerlerinin saklı olduğunu keşfedeceksiniz.
Bir fotoğrafı iyi yapan şeylerin çoğu duyguyu iletmek ile ilgilidir. Belirli bir yeri veya konuyu tekrar ziyaret ettiğinizde, duygularınız daha net hale gelir. Belki fotoğraflar yıllar içinde daha iyi olmayacak, ancak daha kişisel hale gelecekler. Tekrar ziyaret ettiğiniz bir mekanı, daha derin bir düzeyde anlıyor olacağınız bir gerçek.